“Adem’in sessizliği ağırlaşıyor, dayanamayıp bağırıyor, bağırdıkça yankıları birbirine dolanıyor. Kendi varlığını dinliyor, kendi nefesinin içinde kayboluyor. Zaman ilerlemiyor, çünkü zamanın tanığı yok. Sanki o da Adem’in bedeninde nefesini tutmuş kıpırdamadan bekliyor. Hangi nefeste bu hasret düştü içine bilinmez. Ancak Adem anlıyor artık kendi yankısına isim vermek zorunda. ”
***
"The silence around Adam grows heavier, pressing down on him until he can bear it no more. He screams—but with each cry, his echoes twist and tangle into themselves. He listens to his own existence, unraveling within his breath. Time stands still, for there is no witness to mark its passage. As if time itself has held its breath within him, waiting in stillness. No one knows at which breath this longing began. But now Adam sees—he must name his own echo.”